Hamilelikte Ağız ve Diş Sağlığı

Hayat boyu sağlıklı gülüşlere sahip olabilmek için her zaman etkili bakım yapmak gereklidir. Ayrıca düzenli olarak hekim kontrolünden geçmek ağız içerisinde oluşan problemleri en aza indirger. Ancak bayanların yaşamlarının belirli bölümlerinde hamilelik, bebek emzirme, mensturasyon, menapoz gibi dönemlerde ayrıcalıklı bakım ve önem göstermek gerekir.

Her Doğumda Bir Diş Kaybedilir Düşüncesi Doğru mu?

Hamilelik sırasında bebeğin kendisi için gerekli olan kalsiyumu annenin dişlerinden alarak annesinin dişlerinin çabuk çürümesine yol açtığı, bu nedenle hamile annelerin diş kaybına uğradığı düşüncesi yanlıştır.

Hamilelik Esnasında Kalsiyum İhtiyacı Nedir?

Ağız ve Diş Sağlığı Açısından Tüm Hamilelik Döneminde Gıda Tüketiminde Nelere Dikkat Etmek Gerekir?

A,C,D vitaminleri ile fosfor ve kalsiyumdan zengin temel yiyecekler alan meyvalar ve sebzeler, tahıl , süt ve mandıra ürünleri ile ile , et , balık ve yumurta dengeli olarak alınmalıdır.
Dişlere zarar vermemek için,şekerli yiyecek tüketmekten mümkün olduğu kadar kaçınılmalı (özellikle yemek aralarında).
Kurutulmuş meyve ve karemel gibi yapışkan şekerli yiyeceklerden uzak durulmalıdır.

Hamilelik Sırasında Diş Tedavisi Yapılabilir mi ?

Hamileliğin ilk üç ayında bebeğin organ gelişim evresi olan ilk üç ayda etkili dental tedaviden kaçınılmalıdır.Tedaviler ikinci üç aya ertelenmelidir.Diş ya da diş eti iltihabı gibi acil durumlarda, var olan enfeksiyonun bebeğin gelişimini dental tedavinin olumsuzluklarından daha fazla etkileyebileceği düşüncesi ön plana alınmalı ve bir jinokoloğun önerileri doğrultusunda dental tedavi yapılmalıdr.Son üç ayda tedavi için gerekli olan pozisyonları rahat alalaması ve koltukta uzun süre oturamaması nedeni ile diş tedavisi yaparken anne rahatsız olabilmektedir.

Hamilelikte Dental Anestezi Yapılabilir mi? Diş Rontgeni Çekilebilir mi?  

  • Hamilelik esnasında birçok ilacın kullanılmaması ya da kontrollü kullanılması önerilmesine karşın, dental tedavilerde – kullanılan lokal anesteziklerin herhangi bir yan etkisi rapor edilmemiştir.
  • Lokal anestezi kullanılmasında üretici firmanın önerileri doğrultusunda hareket edilmelidir.
  • Herhangi bir uyarı yoksa lokal anestezik kullanmada bir sakınca yoktur.
  • Anestezi altında yapılan tedavide hasta ağrı duymayacak ve daha az stres yaşayacaktır.
  • Diş çekimi yada herhangi bir müdahale için gebelik sırasında lokal anesteziklerin kullanılmasında üretici firmanın önerileri doğrultusunda hareket edilmelidir.
  • Herhangi bir uyarı yoksa kullanmada bir sakınca yoktur.
  • Antibiyotik kullanımı özellikle Penisilin ve türevleri (amoxicilline vs. ) kullanımını bebek için herhangi bir sakıncası yoktur.
  • Diş hekimliğinde kullanılan röntgen makinalarında radyasyon çok düşük seviyede olmasına rağmen hamilelerde röntgen çekiminden kaçınılmalıdır.
  • Zorunluluk yoksa bu işlem doğum sonrasına ertelenmelidir.
    Eğer acil bir tedavi için kesinlikle röntgen filmi çekilmesi gerekiyorsa :
    Anneye özel koruyucu önlük giydirilmeli, hızlı film kullanarak ve düşük doz uygulaması yapılmalıdır.

Hamilelik Gingitisi (Pregnancy Gingivitis)

Hanileliğin erken safhalarında diş etlerinde şişlikler, kızarıklıklar gözlenebilir. Bu şekildeki diş eti oldukça hassastır ve kolayca kanar.Hamilelik sırasında kadınların diş etlerinde oluşan bu değişiklikler nedeni östrejen ve progesteron hormonlarının salgılarının artmasından kaynaklanmaktadır.Hamilelik gingivitisi genellikle hamileliğin 2.Ayında başlayıp 8.Ayında en üst seviyeye çıkar, doğumdan sonra kendiliğinden iyileşir.Günlük düzenli ağız diş bakımı yapmayan kişilerde oluşan ve diş etinin irritasyonuna neden olan bakteri plağı ya da diştaşı gibi etkenler hamilelik gingivitisi tablosunu daha ciddi boyutlara taşıyabilmektedir.Eğer dişlerde derin tartar birikimi varsa diş hekimi tarafından elimine edilmelidir.
Diğer diş tedavilerinde olduğu gibi tartar temizliği de özellikle hamileliğin ikinci üç ayında yapılamalıdır.

Hamileyken Antibiyotik Kullandım Bebeğimin Dişleri Etkilenir mi?

Kullanılan her antibiyotiğin bebeğin dişlerinde lekelenmelere neden olduğu kanısı yanlıştır. Dişlerde renklenmelere neden olan antibiyotik grubu “tetrasiklinler”dir. Bunun dışındaki antibiyotiklerin renklenme yaptığı kanıtlanamamıştır.

Diş Sızlaması Nedir ve Ne Sebeple Oluşur?

Diş sorunu yaşamakta olan hastalar da sıkça görülmekte olan bir durumdur. Buna sebebiyet veren bir çok neden olabilmektedir.

Bu sorunun sebebini kişinin kırık bir dişe sahip olması, çürük oluşumu, öncesinde yapılmış bir dolgunun eskimesi, yanlış diş fırçalama teknikleri ve diş eti sorunları olarak listeleyebiliriz. Bahsettiğimiz bu diş sızlamaları kanamalarla birlikte görülebilinmektedir.

Diş sızlama belirtileri

  • Çiğneme sırasında hissedilen ağrılar
  • Sıcağa ya da soğuğa karşı aşırı hassasiyet duyulması
  • Dişin çevresinde ya da diş etlerinde kanama ve akıntının meydana gelmesi
  • Dişin etrafındaki bölgede veya çene bölgesinde şişlik görülmesi
  • Travmaya ve yaralanmaya bağlı olarak ağrı meydana gelmesi
  • Dişte kırılma ve dökülme görülmesi

Sahip Olunan Diş Çürükleri Sızlamayı Arttırır mı?

Diş çürükleri ağız içinde karşılaşılan birçok hassasiyet sorununun ana sebeplerinden biridir. Çürük problemi kişide mevcut olduğu durumlarda, tatlı tüketimi, şekerli içeceklerin içimi veya fazla sıcak-soğuk tüketiminde dişlerde ciddi bir sızlama şikayeti oluşturur. Çürüğün ilerleme durumuna göre şiddeti değişebilecek olan bu hassasiyet durumu, beraberinde diş ağrılarını da getirecektir.

Bu sorunun giderilmesi için öncelikle sahip olunan çürükler için tedaviye başvurulması gerekilmektedir.

Diş Sızlamasına Neden Olan Durumlar Nelerdir?

Dişlerde görülebilen sızlamaların sebebi yalnızca diş çürükleri değildir. Karşılaşılan en yaygın durumlar ise şöyledir:

  • Yanlış diş fırçalama teknikleri
  • Diş Kırılması
  • Dolgularının eskimesi veya düşmesi
  • Dişte oluşabilecek enfeksiyonlar
  • Diş eti iltihaplanması
  • Dişe darbe almak

Bazı durumlarda diş tedavisi uygulumalarından sonra hastalar dişlerinde sızlama durumu ile karşılaşabilirler. Ancak bu sızlama durumu kısa sürelidir, işlem sonrasında ki birkaç saat içerisinde bu durum ortadan kalkacaktır. Bununla birlikte hastanın karşılaştığı bazı sağlık sorunlarının da diş sızlamalarına sebebiyet verebileceği söylenebilir.

Dolgulu dişler sızlar mı?

Dolgu işlemi gerçekleştirildikten sonra ilk birkaç hafta dolgu uygulaması yapılan dişte ağrı, hassaslaşma ve sızlaması görülmesi normal kabul edilebilmektedir. Çünkü dolgu öncesi yapılan çürük temizleme uygulaması sırasında, dişin sinir ağının olduğu pulpa bölgesine yaklaşılır ve bu hassasiyet durumuna yol açabilir. Bunun yanı sıra dişin mine tabakasının altında bulunan bu sinir ağına ait uzantılarda parçalanma görülebilir. Bu durum dişte birkaç hafta sürecek olan bir onarım sürecinin başlamasına neden olur. Bu süreç sırasında dişlerde hassasiyet ve ağrı gibi farklı semptomlar görülebilir. Fakat dolgu sonrası oluşabilecek hassasiyetin farklı nedenleri de bulunabilir.

Bunlar;

  • Dişte tedavi edilmesi gereken çürüğün tam olarak temizlenmemesi.
  • Temizleme işlemi esnasında kullanılan cihazların susuz çalıştırılması nedeni ile aşırı ısı oluşması.
  • Dolgunun başarılı bir biçimde yapılmaması sonucunda dolgunun tutmaması veya hava alması.
  • Dolgu materyallerine karşı alerji durumunun görülmesi.

Gibi durumlarda da dişte hassasiyet oluşabilir. Böylesi durumlarda dolgunun değiştirilmesi gerekir.

Dolgu işlemi sonrasında geçmeyen, gece uykudan uyandırabilecek kadar güçlü ağrılar mevcutsa, dişin damar sinir ağının bulunduğu pulpa odası çürük sebebi ile enfekte olmuş olabilir. Veya dişte dolgu ile kurtarılamayacak kadar derin çürükler bulunabilir. Bu tür bir durumda dişe kanal tedavisi uygulaması yapılmalıdır.

Diş temizliği sonrası sızlama artarmı?

Diş taşı temizliğinin dişe zarar verip vermediği konusu oldukça merak edilmektedir. Diş taşı temziliği doğru hekimler tarafından yapıldığı taktirde dişe hiçbir zarar vermemekle birlikte aksine uzun süreli olarak diş ve diş eti sağlığına yardımcı olmaktadır. Diş taşı temzileme işlemi sırasında kullanılan malzemeler sebebiyle diş etinde sonrasında sızlama görülmesi normaldir. Bu sızlama en fazla birkaç gün sürecektir. Bu süreç boyunca fazla sıcak ve soğuk tüketiminden kaçınmak sürecin olumlu şekilde ilerlemesine yardımcı olacaktır.

Diş Sızlamaları İçin Uygulanabilecek Hızlı Çözümler

Tuzlu su

Diş sızlamasının sebeplerinden biri dişte olası iltihaplanma durumu. Tuzlu su bu gibi iltihaplanmaları geçirmek için kullanılabilen bir yöntemdir. Bunun için bir bardak temiz içme suyunun içine 1 çay kaşığı kadar tuz ilave edip güzelce karıştırmalı ve hazırladığınız bu tuzlu su ile birkaç kez gargara yapmanız gerekmektedir. Bu işlemi her diş fırçalaması sonrası yapmanız gerekmektedir.

Karanfil

Diş ağrısı problemlerinde en çok kullanılan araçlardan biri olan karanfil aynı zamanda diş sızlamalarına da yardımcı olabiliyor. Antiseptik özelliklere sahip olan bu bitki, hem ağız içinin temizlenmesi ve ferahlamasında hem de sızlama hissinin engellenmesinde yardımcı oluyor. Bunun için birkaç adet karanfili çok sert olmayacak şekilde çiğnemeniz yeterli olacaktır.

Karanfil yağı

Eğer karanfili çiğnemek istemiyorsanız karanfil yağından destek alabilirsiniz. Karanfil ile aynı etkilere sahip olan karanfil yağını bir parça pamuğun üzerine 10 damla kadar damlattıktan sonra karanfil yağlı bu pamuğu sızlayan dişinizin üzerine dikkatlice bastırıp bir süre bekletin. Birkaç dakika sonra sızlama hissinin azaldığını göreceksiniz.

Papatya çayı

İltihaplanmaların daha hızlı geçmesin de etkisi olan papatya çayı, aynı zamanda sinirleri yatıştırır. Bu sayede kişinin hissettiği sızlama etkisini de dolaylı yoldan bastırmış oluyor. Bunun için papatya çayı demlenir ve ısısının ılınması beklenir. Daha sonrasında çay ile gargara yaparak uygulamayı gerçekleştirebilirsiniz.

Sarımsak

Besinler arasında en çok faydaya sahip olanlardan biri olan sarımsak diş sızlama konusunda da yardımcı oluyor. Çiğneyeceğiniz 1 diş sarımsak ile diş sızlamasını kısa süreli olarak geçirebilirsiniz.

Yukarıda belirtilen çözümler kısa süreli çözümlerdir, çoğu diş sızlama sorunun altında ciddi diş problemleri olabilmektedir. (Çürük, kanal tedavisi, ciddi diş iltihaplanları..vb) Bu nedenle bu durumun ciddiye alınıp bir diş hekimine başvurulması oldukça önemlidir.

Diş Sızlaması Tedavisi Nasıl Olur?

Uygulanacak tedaviyi seçmek için sorunun kaynağını bilmemiz gerekmektedir. Her soruna uygulanacak farklı çözümler mevcuttur. Soruna sebebiyet veren faktörleri ortadan kaldırmak için uygulayacağımız tedavi yöntemlerine şu şekilde örnek verebiliriz;

  • Diş dolgusu
  • Çürük tedavisi
  • Kanal tedavisi
  • Gece plağı
  • Diş çekimi
  • Kuafaj
  • Apikal rezeksiyon

Her diş sızlaması şikayetinin arkasındaki sorun dişler olmayabilir. Bu nedenle sızlamanın kaynağının bulunması özellikle tedavi süreci için oldukça önem arz etmekte. Uzman bir diş hekiminin röntgen filminiz ile birlikte muayene etmesi gerekmektedir.

Genel Ağız Bakımı Nasıl Olmalıdır?

  • Dişlerimizin sağlığı için en önemli etken olan ağız bakımı, kullanılacak uygun ürünlerle düzenli olarak yapılmalıdır.
  • Ağız bakımı aksatılmamalı, günde en az iki kez yapılmalıdır. (Diş fırçalamak, diş ipi kullanmak vb.)
  • Diş fırçalama işlemi ortalama 2 dakika sürmelidir.
  • Ağız hijyeni için kullanılacak olan ürünler kişiye özel olarak alınmalı ve bu ürünler her kullanımın ardından temizlenmelidir.
  • Ağız bakımı için kullanılan setler ortalama 6 ayda bir değiştirilmelidir.
  • Diş bakımı sırasında dişlerin tüm yüzeylerinin, yanakların içinin, damak ve dilin de temizlendiğinden emin olunmalıdır.
  • Kahve, şarap, sigara gibi dişte lekelenmeye neden olabilecek gıdaların tüketimlerin hemen ardından ağız su ile çalkalanmalı ve eğer imkân varsa dişler fırçalanmalıdır.
  • Dişlere zarar verebilecek kürdan vb. sivri ve sert nesneler kullanılmamalıdır.
  • Sert fırçalamalardan uzak durulmalı.
  • Düzenli Diş hekimleriyle yapılacak olan diş kontrol ve tedavilerini aksatmamak.

Diş Sızlama Durumunda Hekime Ne zaman Başvurmalıyım?

Yukarıda bahsetmiş olduğumuz nedenlerin bir çoğu ciddi olmakla birlikte aynı zamanda tedavisi aksatıldığı taktirde daha ciddi sorunlara sebebiyet verebilmektedir. Bu nedenle sızlama oluşması durumunda uzman hekiminize muayene olmanız en sağlıklı seçenek olacaktır. Sorunun kaynağını bulmak bu sürecin devamı için en önemli etkendir.

Diş Hekimi Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli

Diş bakımının düzenli yapılmaması, ağız sağlığının istenilen düzeyde olmaması sebebiyle her yaş ve cinsiyetteki bireyler, diş kaynaklı sorunlarla karşılaşmaktadır. Çocukluk dönemlerinden başlayarak yaşlılık dönemine kadar farklı sebeplerle oluşan diş sorunları, mutlaka bilgili ve tecrübeli diş hekimleri tarafından tedavi edilmelidir. Diş doktoruna gidilmemesi, ilerleyen süreçlerde daha büyük sorunlarla karşılaşma ihtimalini yükseltmektedir.

Diş sorunları genel sağlık sorunu olarak görülmekle birlikte, bireyin estetik duruşunu da olumsuz yönde etkilemektedir. Bazı diş bozuklukları kişilerin psikolojik rahatsızlık yaşamasına ve toplumdan kopuk bir şekilde yaşamasına sebep olmaktadır. Çocukluk dönemlerinde ve erken teşhis edildiğinde daha sorunsuz bir şekilde çözülebilen diş sorunları, ergenlik döneminde diş ve çene yapısının değişmesi sebebiyle çok daha zor tedavi yöntemlerini gerektirebilmektedir.

Diş hekimine gitmek doğru bir davranış olmakla birlikte, gidilen hekimin tecrübesi ve bilgi birikimi de oldukça önemlidir. Bu sebeple diş doktoru seçerken bazı hususlar özenle analiz edilmeli, ileride yaşanabilecek mağduriyetler göz önünde bulundurulmalıdır.

Yapılan araştırmalarda konusunda kariyer sahibi, hasta memnuniyetini önemseyen ve doğru tedavi yöntemleriyle başarılı sonuçlar elde etmiş olan doktorlar tercih edildiği görülmüştür